Allah-Tanrı yı gözlemle arayabilirmiyiz ? veya bulabilirmiyiz ? diye soran bir mail aldım bu gün..kadimler bu konuda aramakla bulamazsın-arayanlar yaklaşanlardır demişler..dağ bayır gezmiş kendilerini adamış tapınmış doğayı gözlemlemiş aramışlar..ben kendimi bildim bileli arıyorum ama kendimi :)..bu konuda o kadar çok kitap okudum ki alimlerin eserlerini..en son okuduğum kitaplar muhiddin ibni arabinin 18 ciltten oluşan futuhat-ı mekkiye eseriydi..bu yazdığı eseri için bir gecede hamile kalıp 25 yılda doğurduğunu ve tek harfinin dahi kendisine ait olmadığını bir gecede zihnine yüklendiğini yazmış..bu konuda muhiddin arabinin bir sözünü yazıyorum..”Bulunduğunuz her yerde Allah sizinle beraberdir”bununla beraber inançlar farklı farklıdır,farklılık birin çokluğudur.Allah ı farklı inançlarda ancak bu genişliğe sahip kişi tanıyabilir demiş..Bir gün yemenli birini görsen yemenlisin,başka bir beldeden birini görsen oralısın diyede eklemiş..Gelen soru arayabilirmiyiz-bulabilirmiyiz..Tabi ben onunla arasında hiçbir aracı kabul etmeyen biri olarak bulamazsınız diyorum vee devam ediyorum..Tanrıyı bulmayı umarak yeryüzünün güzelliklerine doğaya bakarak bulamazsınız..çünkü onu bir şeyin aracılığıyla bulamazsınız..kendinizi adayarak-tapınarak-meditasyon yaparak-namaz zikir yada erdemli olarak bulamazsınız..ona erişemezsiniz böyle..çünkü niyet yanlış..onu hayatın içinde değilde başka yerde arıyorsunuz..insanlarla doğru ilişki kuruyormusunuz-sevginin ne olduğunu biliyormusunuz-sevecenlik göstermenin ne olduğunu-paranız olduğunda cömertlik göstermenin-sahip olduğunuz şeyleri paylaşmanın anlamını..Eğer o özgürlük olan düzeni kurarsanız ki o zaman arayış içinde de olmazsınız..Aramak sözcüğü içinde çeşitli unsurları içerir..Ararken bir şeyi bulmayı umarsınız..Peki,onu bulduğunuzdan nasıl emin olabilirsiniz ? Lütfen bunu dinleyin, hakikat arayıcıları veya hakikat deneycileri hep arayıştan bahsediyor..Arayış içinde çeşitli unsurlar vardır..arayan ve onun aradığı şey..Arayan,hakikati-tanrıyı-aydınlanmayı-cenneti veya bulmak istediği şeyi bulduğunda onu tanır..Tanımakta ön bilgiyi ima eder..öyle değilmi ? aksi halde tanıyamazsınız..eğer sizinle daha önce karşılaşmamışsam sizi tanıyamam..aynı şekilde işte bu hakikattir,onu zaten biliyordum dersiniz..dolayısıyla o hakikat değildir..o halde hakikati arayan kişi ikiyüzlü bir hayat yaşıyordur..çünkü onun hakikati hafızasının,arzularının,ol’an dan başla bir şeyi,bir şablonu bulma niyetinin yansımasıdır..Demekki aramak ikiliği ima eder..arayan ve onun aradığı şey..ikiliğin olduğu yerde de çatışma olur..bu da enerji israfıdır..öyleyse bu bölünmüşlük ikilik içinde tanrıyı bulamaz,ağırlayamazsınız..Tanrı dediğiniz sizin icadınız o tanrı değil..düşüncelerinizin ürünü olan şey hakikat olamaz..zihin ürünü şeye bel bağlanırmı ? DÜŞÜNCENİN ALANI İÇİNDE OLMAYAN,ZAMANIN ÖTESİNE GEÇEN BİR ŞEYİN VAR OLUP OLMADIĞINI GERÇEKTEN SORGULUYORSANIZ,DÜŞÜNCENİN TÜM DOĞASINI ANLAMALISINIZ..Fakat sadece Tanrıyı bulabilecekmiyim ?diye sorarak onu bulabilirsiniz..çünkü istediğiniz şeyi bulmuşsunuzdur..ammaaa o sahici ve gerçek değildir..bu aç bir insanın yiyecek istemesine benzer..o bir tür yiyecek bulur..gördüğünüz gibi-kalbinizde sevgi yoksa-para varsa-rekabetçi acımasızsanız-şiddete eğilimli biriyseniz gerçeğin karşıtı bir şeyi icat edersiniz..son cümlelerim..sonuçta önemli ol’an hayatınızı yani ol’an ı anlamaktır mesele..eğer bu hayatta düzeni sağlarsanız..o zaman özgürlüğe (zihinsel)sahip olursunuz..vee ancak böyle bir zihin OL’AN ı görür..Rehberim ibn-arabiye sevgiler..sizlerede..